17 Temmuz 2010 Cumartesi

Umutsuz özlem

   Zihnimden akıp geçiyor hatıraları, çoğu kayboldu ya da gizlendi bir yere bulamıyorum.
   Aylar geçti o gideli, ve onunla alakalı her şeye olan bağım da kayboldu. Kaçamak hayatının arkadaşı olmak geride kalmama neden oldu. Saçma bir kıskançlık belki de ama ailesi, sevgilisi onun yasını tutarken ben sadece kendi içimde sakladığımla kaldım. Paylaştığımız kitaplar, oyunlar, şarkılar, sembolik mallıklar hepsi onda kaldı. Daha doğrusu ben vermiştim her şeyi ona, hastaneden çıktığında almak üzere. Özlemek ayrı oluyormuş bu durumda, umutsuzca beklentisiz özlemek.
  Geçen rüyamda gördüm onu, kırmızı bir şapka ile uyumlu bir kitap çantası vardı, gülerek bana baktı. Sahip olmadığı kıyafetlerle onu düşümde gördüğümü anladığımda salak bir düşünce ile dışarda bir yerlerde olduğuna inanmak istedim.
  Biliyorum saçma gelecek ama, ona yıllıkta bir sayfa ayırmışlar, fotoğrafları ile çevreli, nasıl kıskandım bilemezsiniz. Orada ben de yazmak istedim, ama kimsenin aklına gelmedim belki de. Edemediğim veda ile kaldım öylece. Bazen kendi kendime konuşuyorum ona anlatmak istediklerimi.
  Hayatımdan bir Giray Sönmez geçti, saf sevgi saf arkadaşlık içinde.